Yaşar İÇEN


Toprak Bile Almaz Bizi


Ne tuhaf bir hâl aldık. Yaşadığımız her acı bizleri birleştireceğine daha da ayrıştırıyor maalesef. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın mantığına sahip olduğumuz sürece bu ülke yılan yuvasına döner. Düşünün bir yerde insanlar ölüyor. Gözyaşları sel oluyor, küçücük bedenler paramparça oluyor. Duyanlar ne yapıyor peki? Çözüm arayışı, sağduyu çağrısı, insanların yaralarını sarmak yerine, ateşe su dökmek yerine daha da körüklüyorlar ateşi. Üç ton  bomba patlatıldı geçen hafta. İçimiz dağlandı sesi duyunca. Acaba kimlerin ocağı söndü diye. Biz, ne yaparız da bu ateşe su serperiz diye düşünürken yine bir polemik başladı. Kim yaptı mevzusu sakız gibi çiğnendi gereksiz ve mide bulandırıcı şekilde. Her duruma sessiz kalan Avrupa bir anda kepçe pozisyonu alıp karıştırmaya başladı ortamı. Her duruma böyle duyarlı olsalar gam yemem. Mülteciler boğulurken, kovulurken, yerlerde sürüklenirken yoklar. Amerika farklı renginden dolayı insanları vururken yoklar. Avrupa seçili olarak durumlara giriyorsa bizlerinde tavrımızı koymamız gerekiyor kanaatimce. Nasıl olur bu tavır koyma? İtibar etmeyerek.
Evet masum insanlar ölüyor. Bu gidişle de ölmeye devam edecek. Harabeye dönmüş binalar, hurdaya dönmüş araçlar, korku dolu gözler. Ve tabut başında ağlayan analar, eşler, evlatlar, kardeşler... En kötüsüde alışmaya başlıyoruz bu durumlara.
*Bir ses geldi sanki.
*Sanırım bomba patladı.
*Kaç ölü kaç yaralı var acaba?
*Hmm demek sayı çok.
*Vah vah!! 
İşte yaptığımız sadece bu. Sonra ver elini hayat. Yazık bize. Hem de çok yazık. Hep diyorum ya; kendimize gelmemiz için Nuh tufanı mı lazım bize? Yoksa yer yarılıp yutmalı mı insanoğlunu. İnanın yer yarılsa toprak bile almaz bizi içine de tükürüverir hem de tiksinerek. Çünkü ruhun üflendiği temiz toprak değil insanoğlu.
Sosyal medya neden kesiliyor veya ağırlaştırılıyor diyorduk ya. Artık demiycem söz veriyorum. Sosyal hayatta iki kelimeyi yan yana getirip konuşamayan ve kapı önündeki kediye dahi faydası olmayanlar nasılda atıp tutuyorlar sosyal medyada. İnsanların içi yanarken nasılda benzin döküyorlar. Şu an söylemeye bile tenezzül etmeyeceğim kelimeler hiç yakışmıyor insanım diyene. Ülkede bir durum varsa ortamı sakinleştirmek hepimizin görevi. Elimizden ne gelirse. Sağduyu, sükûnet ve mantıklı yaklaşımlar lazım hepimize. Bir şeylere çığırtkanlık yapmak veya tahrikler hiç istenmeyen durumlar. Kötü durum çağrıları yapan kişilere dikkat edin ne kendileri ne de evlatları yoktur ortada. Evlat kolay yetişmiyor. Canımızdan can, ömrümüzden ömür katıyoruz. Emeğimizi ve sevgimizi son damlasına kadar kullanıyoruz. İstenmeyen şiddet durumlarında birileri mutlu olsun diye mi analar bu zorlukları çekiyor? Allah korusun hepimizin evlatlarını ve canını. Bu ülke tüm renkleriyle güzel. Gökkuşağı tadında bir ülke temennisine tüm dualarımız.
Büyüklerimizin çok anlamlı bir sözü var; AKIL VEREN ÇOK OLUR EKMEK VEREN YOK OLUR.