Kıymetleri olmalı insanın!
Prof. Dr. Hamdi Temel
Davası olmalı insanın;
Ömründen bile daha değerli olduğu son nefesini “Davam” diye verebildiği, uğrunda emek verdiği…
Vatanı olmalı insanın;
Söz konusu vatan ise, gerisi teferruattır şuurunu hissedebildiği, şanlı bayrağıyla, istiklal marşıyla gurur duyduğu…
Şanlı ve şerefli tarihi olmalı insanın;
Her zaman gururla andığı ve atalarının aziz emanetlerine hürmetle bağlandığı…
Vicdanı olmalı insanın;
Hak, adalet ve özgürlüğü akıl süzgecinden geçirebildiği…
Şefkati olmalı insanın;
Yunus’un “Yaratılanı sev, yaratandan ötürü” sözünü bir felsefe olarak kabul edebildiği…
Korkusu olmalı insanın;
Aciz olduğunu, kulluk vazifesi için gönderildiğini ve bu dünyadaki yaşamından ötürü hesap gününün olduğunu bildiği…
Kördüğüm gibi sımsıkı bağlandığı aşkı ve sevdası olmalı insanın;
Hiç kimsenin çözmeye dahi cesaret edemediği, bakıldığı zaman imrenilen, örnek olan, ismini duyduğunda bile her şeyi unutturabildiği…
Eşi olmalı insanın;
Can yoldaşı ve hayat arkadaşı olabildiği, uçsuz bucaksız “Mutluluk” kelimesini onda bulabildiği, eve geldiğinde tüm dert ve tasaları unutturabildiği…
Kızı olmalı insanın;
Sarıldığında sanki dünya duracak, kokladığında cennet kokusunu hissedebildiği…
Oğlu olmalı insanın;
Hem de babasının oğlu olmalı, güvendiği, gönül rahatlığı ile arkasında her şeyi ona bırakabildiği, emanetini emanet edebildiği, hoş bir seda bırakabildiği ya da “gözüm arkada değil” diyebileceği…
Babası olmalı insanın;
Şöyle dağ gibi sırtını dayadığı, gölgesinde huzur ve güvende htiği, sığınabileceği bir liman olabilecek, “bu adam benim babam” diyebileceği…
Annesi olmalı insanın;
Şefkatli kollarında bir ömür geçirebileceği, tüm dertlerini unutabildiği, huzuru htiği, yanında iken hep çocuk hissedebildiği…
Kardeşleri olmalı insanın,
Anne babadan hatıra kalan, kanı, canı, sırdaşı ve her sıkıştığında, “kardeşim var ya” deyip güvenilebileceği…
Akrabaları olmalı insanın;
Dertlerini, tasalarını, sevinçlerini paylaşabildiği, ortak değerleri ve aidiyet duygusunu yaşayabildiği…
Arkadaşları olmalı insanın;
Konuşmadan anlaşabildiği, hüzünlerine, sevinçlerine ortak ettiği…
Üstadı olmalı insanın;
“Milletimizin imanını selamette görürsem cehennemin alevleri içerisinde yanmaya razıyım. Çünkü vücudum yanarken gönlüm gül gülistan olur” diyebilen birisine “üstat” diyebileceği…
Son Peygamberi (sav) olmalı insanın;
"Allah'ım, ümmetimi koru, ümmetime acı!" diye kendisinden ziyade ümmetine dua edip ağlayabilen Peygamberinin yolundan gidip, O’nu rehber edindiği…
Ve İmanı olmalı insanın;
Rabbine secdesinde, O’nun dışındaki tüm var olan şeyleri unuttuğu, kul olduğunu ve teslimiyet duygusunu yaşadığı, tek başına kalsa bile tevekkül edip “Rabbim bana yeter” diyebildiği…