Yaşar İÇEN


Amedspor`un Lokomotifi Ercüment


Uzaktan sporcu kimliğine hayranım. Keyifle izliyorum oynadığı her maçta oradan oraya koşmasını. Sohbet ettikçe ve tanıdıkça hayranlığım daha da arttı. Kim mi bu futbolcu? Ercüment Balıkçı. Amedspor' da dördüncü yılı.Yirmi yedi yaşında. Çok başarılı.
Amedspor tesislerindeyim. Şu spor ne acaip bir durum. Ortamın havasını solumak bile müthiş bir duygu ve güç kazandırıyor. Adrenalin bu olsa gerek. Futbolcuların idmanını biraz izledikten sonra  kafama bir top yemeden içeri kaçtım. Daha sonra Ercüment ile koyu bir sohbete başladık çay eşliğinde. Sakatlığından dolayı idmana çıkmaması bana yaradı. Bol bol sorular yolladım o da sahada ki ustalığı ile karşıladı soruları. Sonra olay soru cevaptan çıkıp  sohbete döndü. Takımın lokomotifi lakabı tam ona göre. Onu her izlediğimde helal olsun diyorum. Sahanın her santimini biliyor gibi. Sahada iyi top oynamasının yanı sıra sükuneti de ilgimi çekiyor. Kızmıyor, çok konuşmuyor, idare ediyor ortamı. Sadece sahada mı böyleymiş diyeceksiniz. Değilmiş merak etmeyin. Uzun sohbet sırasında gördüm ki gerçek hayatta da öyleymiş. Sakin, kibar, vefalı ve geçmişini gururla anlatan biri. Ercüment Ankara' lı ve ailesi hâlâ orada. Amedspor' dan teklif gelince hiç düşünmeden gelmiş. Memleketinden yana iki hasreti var. Ailesi ve annesinin elleriyle yaptığı  mantı türü bir yemek. Burada da yapılsın doyasıya ye. Hatta beni de çağır birlikte yiyelim diyorum. Olmaz o yemek ait olduğu yerde ve ona o tadı veren annem yapınca anlamlı ve güzel diyor. İşinde profesyonel ruhunda amatör kalanlar ne güzel duygular verir çevresine. Her ne kadar ünlü ve hayranı çok bir futbolcu olsa bile o halâ annesinin kokusuna hasret bir evlat. Diyarbakır sana zor gelmedi mi diye sordum. Bizler profesyoneliz. Nerede kısmetimiz varsa orası bizim evimiz. Ayrıca bu şehir, halkı ve tabiki Amedspor formasıyla oynamak benim için çok mutluluk verici diyerek cevap verdi. Bu sözünü çok sevdim Ercüment' in. Amedspor' a çok şey borçlu olduğunu anlatırken gözünün içi parlıyordu. Tam bu noktada Ercüment bir konu anlattı ve bendeki hayranlık çizgisi daha da arttı. 
"Ben Fenerbahçe taraftarıyım çocukluğumdan beri. Tek hayalim Fenerbahçe' yi kendi evinde izlemekti. Bu olmadı. Ama Amedspor formasıyla o sahada Fenerbahçe ile oynadım. Ve daha pek çok büyük takımla oynadım" diyerek beni çok etkiledi. Bu muhteşem bir duygu olsa gerek. Amedspor ile hayal ötesini yaşamış Ercüment. O bunları ve daha pek çok anısını anlatırken benim ufak ufak gözlerim doldu ona çaktırmadan. Elindekilerin değerini bilip şükür etmek ne güzel bir meziyettir. Hele bu zamanda. Yemek yediği kabı hiç düşünmeden kıran insanlar ile etrafımız dolu iken Ercüment Balıkçı gibilerde varmış demek ki.
Amedspor' un deplasmanlarda yaşadığı durumlara çok üzüldüğünü belirtirken aslında ortada kalmanın bi çareliği okunuyordu yüz ifadesinden. Deplasmanda yaşananların kabul edilir bir durum olmadığını ve seyirci yasaklarının verdiği üzüntüyü anlattı. Zor durum elbet. Bir yerde çözüm bekleyen bir sorun varsa herkes kendine bir pay almalı ki ortada sorun kalmasın. Hepimiz çözüm odaklı olmalıyız hareket ve söylemlerimiz ile.  Ercüment pek çok konuda beni mutlu etti anlattıkları ile. Fakat bir konu var ki çok üzüldüm. Yıllardır okulunu bitiremiyor Diyarbakır' da olduğu için. Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi Fakültesinde kaydı. Okulu ve görev yaptığı yer farklı iki şehir. Ercüment bu konunun çözümü  yok dese de  beni ikna edemiyor. Bunun bir çözümü olmalı çünkü çok anlamsız diye düşünüyorum. Düşünmeye devam edip soruşturacağım bu konuyu. Çünkü eğitim benim hassas konum. Herkes okuyup  aydınlanmayı hak ediyor. Cehalet değil mi yaşadığımız pek çok sorunun ana sebebi. Ercüment Balıkçı bu ara ufak bir ayak ağrısı sorunu yaşıyor. En kısa zamanda onu doksan dakika aktif görmek temennisiyle bitiriyoruz sohbeti.