Tarih: 17.02.2017 07:27

YOSMA, DÖNDÜ, SATILMIŞ, İMDAT......

Facebook Twitter Linked-in

"Allahım ne olur kimse beni çağırmasın! Ne olur kimse adımı zikretmesin!" Ne çok utanırdım kalabalıkta adım söylenince. Kızarırdım, duymazdan gelirdim. Çok ısrarcı olursa seslenen kişi, mecburen en alt perdeden "efendim" derdim. Derdim ama öyle derin manalar  içerirdi ki o "efendim sözü"  karşımdakini bir kaşık suda boğardım ses tonumla.

 Diploma alırım "oğlu" olarak hazırlanmış. Telefon gelir "Yaşar Bey ile görüşebilir miyim" denir. Daha hangi anımı anlatayım bilmiyorum ki. Hatta öyle alışmıştım ki erkek olarak anılmaya, ne zaman askere çağıracaklar diye dört gözle bekliyordum. Bir tek bu olmadı. Askere çağrılmadım.
 
Sibel, Ebru, Duygu, Esra, Deniz ve bilimum alımlı kız çocuğu isimleri varken YAŞAR' da nereden çıktı? Sormadım mı sanıyorsunuz? Sordum. Hemde yıllarca bunu sordum anneme ve rahmetli babama. Aldığım cevap hep aynıydı. Ama benim için cevap önemli değildi ki. Sormalarımda bir isyan ve sitem vardı. Neden neden neden...
Her sorduğumda,  uzunnnn bir doğum hikayesinden sonra ismimin sebebi anlatılırdı. Benden önce bir kaç tane kız çocukları doğmuş ve ölmüş bu sebepten YAŞAR ismini taşımaya nail olmuşum efendim. Durum bu. Tabiki mantıklı bir sebep ailem için ama o yaşlardaki bir çocuğa mantıktan bahsedemezsiniz ki! Mantığa bakmaz ki çocuklar, sonuç önemli. 
Gel zaman git zaman ismimi sevmeye başladım. Baktım ki daha tuhafları ve uçukları var, dört elle sarıldım YAŞAR' a. Yosma, Döndü, Satılmış, İmdat... Bunlardan birine sahip olmakta vardı. Aman aman. Benimkinin en azından oturaklı bir anlamı var canım. Büyüdükçe ADIMIN bana güç verdiğini ve kişiliğime etkisini farkettim daha çok sevdim. 
Hayatın bize sunduğu sayısız mücadele sırasında unutmuştum geçmişteki YAŞAR travmalarımı ve anılarımı. Ta ki bir kaç gün öncesine kadar. Nurtopu gibi bir bebek gözlerini açtı dünyaya. Allah analı babalı büyütsün. 
İSMİ; EVET....
Buyrun bakalım!! Gel de konuşma, gel de yazma!! Gündeme uygun bir isim koymak istemiş "zavallı bebeğin" babası. 
Bu yaşıma kadar çok şey gördüm, yaşadım, duydum. İnanın artık hiç bir şey beni şaşırtmıyor. Beşer şaşar. Bu kadar net. Herşey bize mahsus. Belki bebeğin babası egolarının etkisinde kaldı EVET dedi çocuğuna. Peki hiç bir Allahın kulu "kardeşim iyi misin sen" niye demedi? Dememekle birlikte gidip tebrik edildi ve takı hediye edildi yetkililerce. 
Hadi yetkililerde boş bulundu ve derin düşünemedi. STK' lar ve kurum sorumluları neden sesini çıkarmadılar? Bilhassa kadın ve çocuk  haklarını savunduklarını söyleyen STK lar!! STK' larımızın suskunluğu zaten dillere destandır.
Bu konuyu bir yazıda işlemek gerekiyor inceden!!
 
Biri çıkıp dese ya; güzel hemşerim çok istiyorsan git kendi adını EVET olarak değiştir.
Trajikomik bir durum. Komik olan kısım, babanın yarattığı durum ve kahraman edasında medyaya verdiği açıklamalar. 
Trajik olan kısım da, tüm herkesin suskun kalması, takı takılması ve alkış tutulması.
Bilen bilir çok sakinim, soğukkanlıyım, ani olaylara panikle değil çözümle giderim. Ama bu durumun neresinden tutarım bilmiyorum. Üzüntüler  karşısında en büyük tepkim susmaktır. Asla hemen konuşmam. Bu olay karşısında da önce sustum. Şimdi, konuşma ZAMANIDIR. Ufak dokunuşlar iyidir bazen, kendine getirir bireyleri.
 
Nereye gidiyoruz, ne yapıyoruz, aklımız başımızda mı? SON BİR SORU DAHA; çevremizde olanları  ve yaşayanları ne kadar önemsiyoruz?
 



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —