Tarih: 01.08.2018 06:50
PAPAZ ERİĞİ, BÜYÜSÜ VE ŞİMDİ DE KRİZİ...
Papaz eriği, papaz büyüsü, papaz krizi...
Şimdiye kadar papaz kelimesinin bilimum tasvire öncülük ettiğini gördük fakat ilk defa KRİZ kelimesine öncülük etti.
Uzun zamandır ABD ve TÜRKİYE arasında yaşanan "papaz krizi" son süreçte oldukça hız kazandı.
Küçük bir hatırlatma niteliğinde olayın öncesine dönelim isterseniz.
İzmir' de Diriliş Kilisesi Rahibi Brunson terör örgütü mensupları ile tehlikeli münasebetleri, bilgi temini ve aktarımı (ajan) vs vs suçlardan ötürü tutuklandı.
ABD hükümeti önceleri ara ara Brunson' ın salıverilmesi konusunda taleplerini dile getirdi. Türkiye' de "mahkeme süreci devam ediyor rahibi serbest bırakamayacağız" dedi.
Sonrasında hiç beklenmeyen ve herkesi şok eden bir karar ile rahip Brunson ev hapsine alındı. Ve sonrasında ABD' nin zembereği bir anda boşaldı! ABD Başkanı Trump dahil tüm yetkililer gözdağı vermeye yönelik zulalarında yer alan cümleleri TÜRKİYE' ye dünyanın gözü önünde mikrofonlar aracılığı ile ilettiler.
Rahip Brunson' un salıverilmemesi halinde;
ekonomik ambargo başlatacaklarını....
siyasi ilişkiler açısından soğuk rüzgarların eseceğini....
vs vs vs.........
Neredeyse hergün yazılı ve görsel medyada ABD' nin sayısız tehdidine karşı Türkiye' nin aldırış etmeyen cevaplarını görüyoruz.
Peki bu restleşme nereye gider??
İyi bir noktaya gitmediği belli. Çünkü iki ülkede kendi cephesinde itibar kaybediyor!
ABD baskıcı ve kendi çıkarlarına göre yön verdiği politikasını birkez daha gözler önüne seriyor zaten. Tüm Dünya bu konuda hemfikir ve kimse şaşırmıyor artık.
ABD, TÜRKİYE' nin ısrarla talep ettiği fetö elebaşı Gülen' i iade etmeyerek "buna ABD yargısı karar verir biz karışmayız" derken TÜRKİYE' deki yargı sistemine dışarıdan talimat vermeye hakkı olmadığını kestiremiyor mu?
Birde TÜRKİYE açısından duruma bakalım dersek sonuç pek iç açıcı değil diyebilirim. Bunun birkaç olumsuz sonucu olabilir.
Birinci olumsuzluk; elde olan pekçok ciddi suç kanıtına rağmen (ki bu suçlamalar eğer gerçekse Rahip Brunson' ın bırakın ev hapsini ve serbest bırakılmasını tam aksine ömürboyu hapis cezası alması gerekir. Ayrıca o bölgede yaşayanların düşüncelerinin de yöneltilen suçlamalar ile aynı doğrultuda olduğu UNUTULMASIN) neden mahkeme süresi bu kadar uzadı ve olumlu veya olumsuz bir türlü karar çıkmadı?
Bu durumda şu soruyu bize sorarlar; "Türkiye' deki yargı işleyişi kendi kararını veremeyip siyasetin gölgesinde kalıp kararı kasıtlı mı geciktiriyor?"
İkinci olumsuzluk; ileri derecede yaşanan karşılıklı restleşmeden sonra Türkiye aşağı tükürse sakal yukarı tükürse bıyık olacak! Çünkü "suçlamalar gerçek değilmiş" cevabı ile rahip serbest bırakılsa içte ve dışta büyük prestij kaybı olur!
"Suçlamalar gerçek fakat ABD' nin ısrarcı tutumu karşısında serbest bırakıyoruz" cevabı verildiği takdirde de içte ve dışta büyük prestij kaybı olur!
Aslında ABD' nin aleni bir şekilde Rahip Brunson' ın salıverilmesini istemesindeki amaç Türkiye' yi zora koymak. Türkiye' nin şu an itibariyle Rahip Brunson' ı koşulsuz serbest bırakması aleyhimize olur söyleyeyim.
Hatırlamamız gereken uluslararası bir işleyiş var. "Ülkelerin kendi menfaatleri doğrultusunda suçlu takası yapmaları rutin bir durum".
Dünya tarihi boyunca yapılmış ve yapılmaya devam ediyor.
Türkiye, Rahip Brunson' a yönelttiği suçlamaların arkasında durarak "suçlu takasını aleni bir şekilde konuşmak üzere masaya oturabilir" ve bence konuşmalıdır da...
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —