Yöreden yöreye hepsi renkleriyle desenleriyle Anadolu insanının sevgisini, aşklarını , acılarını ve hatta yörenin coğrafyasını bir minyatür edasıyla anlatır kilimlerimiz.
Anadolu’nun cefakar kadınları kilimlere ayrılıkları, aşkları harf harf yazmış ilmeklerle. Duygularla doğum, ölüm, özlem, hüzün ve hayalleri anlatmış motifleri.
Ümitleri vurgulamış çeşit çeşit renkleri ve sembollere aktarmış inanılmaz güzel desenleri…
Hani bir türkü vardır ya çok severek dinleriz;
Sevdiğine sözü olan bir kilim dokur,
Kilimin dilinden ancak anlayan okur,
Sırlarımı verdim sana sevgimi verdim,
Şu gönlümü kilim yaptım yoluna serdim.
Kastamonu’ya bağlı Küre ilçemiz 1900’lü savaş yıllarında peş peşe geçirdiği büyük yangınlardan dolayı ahşap evleri kül olmuş ve ilçe 16 mahalleden 4 mahalleye düşmüştür.
İlçe halkı evlerini kaybettiklerinden İnebolu yöresinde savaştan sonra mübadele döneminde boş kalan evlere yerleştirilmişler.
Göçenler geri dönmediği için ilçede kalanlar evleri onararak hâlen 4 mahalle dört bir tarafı ormanlarla kaplı olarak varlığını sürdürmektedir.
Balkan savaşı ,Kurtuluş savaşı ve Çanakkale savaşında İstiklal Yolu üzerinde bulunan Küre’den yaşlısı genci ile tüm erkekler savaşa gidince köyler ersiz, çocuklar yetim ve öksüz kalmıştır.
BU ZOR YILLARDA İLÇENİN TEK GEÇİM KAYNAĞI DOKUMACILIK ve KİLİMCİLİKTİR.
Cumhuriyetin kurulduğu yıllardan yetmişli yıllara kadar hemen hemen her evde bir kilim tezgahı bulunurmuş.
Kız beşikte çeyiz sandıkta sözüne münhasır her genç kızın o dönemlerde çeyizinde mutlaka olmazsa olmazlar arasında olmayı yüzyıllar boyu kültürel miras olarak dokuma Küre kilimlerimiz devam edegelmiştir .Kilim, kadınların geçim kaynağını temin etmek için ilmek ilmek dokuduğu genç kızların ise çeyizine el emeği göz nuru olarak anadan evladına kalan en değerli kültür varlıkları olmuştur.
İşte o günlerden bu günlere hikayelere konu olan Küre kilimimiz 1990’lı yıllarda FatmaALACA hocamızın katkılarıyla tekrar dokunmaya başlanmış ve daha sonra 1996 yılında Küre Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından Kilimcilik projesiyle devam ettirilerek 1998 yılında Küre Belediyesine geçen Kilimcilik, 2000’li yıllarda Nihal Cengiz Hoca tarafından kadınların el emeği göz nuru olarak büyük emekler arasında yerini tekrar almaya başlamıştır.2013 yılında Halk eğitimde kilim atölyesi kurulmasıyla elden ele destek veren kişi ve kurumlar vasıtasıyla, Kilim kültürü artık Kürenin değişmez bir parçası olduğu kesinleşmiştir. Nihal hoca o günden bugüne kadar öğretmeyi hiç bırakmamış ve kültürü doğru taşıdığı için Küre ilçemizin gözbebeği olmuştur. Kilimin günümüz tarihine eriştirmede yetiştirdiği usta öğreticilerle ön plana çıkan katkılarıyla kilim dokumayla kültürümüze miras bırakmayı şiar edinmiştir.
Ayrıca 2014 yılında Küre’nin Ersizlerdere köyünde de bir atölye daha kurulmuştur.
Çoğalarak devam eden Küre kilimleri artık dışarıya açılmaya hazırdır.
Geçmişini Anadolu’nun geleneksel motifleriyle işleyerek hikayelere konu olan Küre kilimleri, yüzyıllar boyunca genç kızların - kadınlarımızın evde kullanmak veya çeyizine koymak ve o zor yıllarda kadınların omuzlarına geçim derdi bindiğinden geçimlerini temin etmek için tüm duygularını bir ressamın tabloya yaptığı resimler kadar tarih ve yöre kültürünü yansıtmışlardır.
Genç kızların gönül tezgahında Küre kilimlerini yüzyıllar boyu kalplerinin aynasını, gönüllerinin sesini sevgiliye çağrısını renklerle motiflerle kimi şikayet, kimi hasret, kimi aşka davet olarak ifade ettiği bir tuval gibi sanatla birleştirmişlerdir .
Her bir Küre kiliminin ayrı ayrı adları vardır ve anlam yüklü kilimlerimiz yöremize özeldir.
“ELİ BELİNDE” adlı motif genç kızlara anneliği, ve bereketi anlatır.
“KOÇ BOYNUZU” yiğitliği, genç delikanlıyı anlatır.
“GÜLGEVER” motifi ise yayla gülü anlamına gelir.
“SAÇ BAĞI” VE “KÜPE” motifleriyse evlenmek isteyen genç kızların isteğini çağrıştırır.
“GÜLHAZAR” motifi ise bin bir çiçek anlamını tasvir edegelmektedir kilim dilinde.
Küre kilimlerinde desenler kadar renklerde ayrı ayrı anlamlar taşırlar.
“YEŞİL” MURAT.
“MAVİ” UMUT.
“KIRMIZI”AŞK.
“MOR VE SARI” HÜZÜN VE AYRILIK.
“ SİYAH İSE MATEMİ ANLATIR.
Eskiden beşiğin altına serilen kilimle başlayan hayat, mezara giderken kefen üstüne sarılır ve sonra camiye bağışlanırdı.
Yani yöremizde nasıl kilim bizim ekmek kapımızsa, hayatımızın sonunda da kilimle uğurlanırdık.
Ayrıca son zamanlarda çoğalan alerjilerden anlıyoruz ki kilimler halılardan daha kullanışlı ve sağlıklı çünkü hem temizlemesi kolay hem de oldukça hafifler.
Odanın ortasında ya da duvarda asılı olan kilim dilindense sadece Küreliler anlar.
Zaten tarih de kadınlar yazmadılar mı Şerife bacı gibi.
İnsanı derin düşüncelere daldırıyor ve güzelliğiyle göz kamaştırıyor.
EL EMEĞİ GÖZ NURU DÖKEN TÜM KADINLARIN KADINLAR GÜNÜNÜ KUTLAR, TEŞEKKÜRÜ BORÇ BİLİRİZ.
08.03.2018
YOLUN AÇIK OLSUN KÜREM ve TÜRKİYEM.
Nevin Can Telli
Toplum Geliştirme Derneği
www.toplumgelistirme.tv
KASTAMONU KÜRE’NİN ÇEŞİTLİ MODEL ve İSİMDEKİ KİLİMLERİ
İLK İKİ KİLİM TESTERE AĞZI – YANINDAKİ KESME ŞEKER ADLI KİLİM-YEŞİL RENKLİ YAYLA ADLI KİLİM-LACİVERT OLANSA GÜLGEVER ADLI KİLİM.
KÜRE KUBBE KİLİMİ
KÜRE BİNDALLI KİLİMİ
KÜRE KAYADİBİ KİLİMİ – KÜRE YARIM KALAN AŞK KİLİMİ
KÜRE PITIRAKLI KİLİMİ
KÜRE AKREP KİLİMİ
KÜRE TESTERE AĞZI KİLİMİ
KÜRE GÜLGEVER KİLİMİ
SOLDAN SAĞA DOĞRU KÜRE PITIRAKLI - ELELE -KÜRE İSİMLİ KİLİMLERİ
KÜRE SU YOLU KİLİMİ
KÜRE ELİ BELİNDE KİLİMİ