Geliyor gelmekte olan!

Geliyor gelmekte olan!
 
2019 seçimlerinden hemen sonra başladı erken seçim tartışmaları. 
Bugün seçim yarın seçim derken seçim yılı olan 2023 için geriye sayım başladı. 
Bu nedenle gelmekte olan seçim öncesinde siyaset arenası da iyice kızıştı. 
 
Yılın son çeyreğine girmek üzereyiz. Seçilmişlerin artık şapkalarını önlerine alıp düşünme zamanı çoktan geldi.
Kim seçim öncesi vaatlerini yerine getirdi, kim yan geldi yattı. AK da KARA da ortaya çıkacak. 
 
Halen görevde olan seçilmişler ile “kısmetse adayım” diyenlere nacizane birkaç tavsiyem olacak.
 
Hani çocuklarımızı büyütürken hep arkadaşlarını güzel seçmelerini tavsiye ederiz ya… 
Bu güzellikten kastım elbette fiziki güzellik değil, ahlak güzelliğidir.  
Aynı tavsiyeyiyi siyasetçilere ve siyasetçi adaylarına da yapmak istiyorum. 
Yol arkadaşınızı iyi seçin. Ekibinizi sağlam kurun. 
Haramicilerle, kul hakkı yiyenlerle, üçkağıtçılarla, yüzsüzlere, oyunculara, ampati yoksunlarıyla ve hepsinden önemlisi riyakarlarla yola çıkmayın. 
Neden biliyor musunuz?
Karaktersiz ve omurgasızlar ilk tökezlediğinizde sırtını ilk dönenler olurlar. 
Siyasi yol arkadaşlığına  beraber çıktıklarınız yeri geldiğinde yağmurda sizinle birlikte ıslanmayı bilmeli. 
 “Beraber yürüdük biz bu o yollarda, beraber ıslandık yağan yağmurda” nakaratlarıyla hafızalara kazınan o güzel şarkı da öyle demiyor mu?
Onlar sizi vezir de eder rezil de.
Dost acı söyler misali sizleri hep  öven ama hata gördüğünde uyarmasını bilenlerle çıkın yola.
Yanınızdakiler adam gibi adam olsun.
Yanıp dönenlere asla prim vermeyin. 
Güvenip de yola çıktığınız yol arkadaşlarını seçerken şimdi anlatacağım bir hikayeyi mutlaka hatırlayın.

Yüzemeyen bir hayvan olduğunun farkında olan akrep, bir gün nehrin öte yanına geçmek zorunda kalır. 
Ne yapacağını düşünürken kıyıda pinekleyen kurbağayı görür.
Akrebin kendisine yanaştırığını fark eden kurbağa korkudan suya atlayıp uzaklaşmaya başlar. 
Akrep yalvaran bir ses tonuyla sorar:

“Kurbağa kardeş; karşıya geçmem gerek. Beni sırtında taşır mısın?”

Kurbağa büyüyen gözleriyle cevap verir.

“Daha neler? Beni sokup öldürürsün!”

“Olur mu?” der akrep. “O zaman ben de suya batar, boğulur, ölürüm”.

Kurbağa biraz düşünür ve akrebe hak verir. Kıyıya çıkar, onu sırtına alır ve karşı yakaya doğru yüzmeye başlar. 

Yolun karşısına geçtiği sırada zavallı kurbağa ensesinde acı hisseder. 
Vücudu hızla soğumaktadır. Kolları, ayakları hissizleşir. 
Suya batarken son nefesinde sorar akrebe:

“Hani sokmayacaktın akrep kardeş?”

Akrep cevap verir:

“Ne yaparsın kurbağa kardeş; ben akrebim, huyum bu.”

  Şimdi sözüm seçilmeyi kafaya koyanlara; 
Şimdi devir şov devri. Bir kanser virüsü gibi her yere sıçrıyor. Şovu da adabıyla yapın. Yalan yanlış bilgilerle zavallı insanları kandırmayın. 
 
Bir vatansever olarak ülkemin, memleket sevdalısı olarak Şanlıurfamın en iyi şekilde yönetilmesini istemek benim hakkım. 
Bu nedenle oturduğu kolduğu hak edenlerin siyasette olması en büyük arzumdur.
Bir sözüm de dürüst, namuslu, kul hakkını bilen, yalana dolana bulaşmamış ancak, siyasetten uzak duran aydın insanlara;
 
Sizi bekleyen sonuç, cahiller tarafından yönetilmeye razı olmaktır.

Kalın sağlıcakla
İsmail ÇÖLKESEN