El İnsaf!

El İnsaf!

“Şanlıurfa’mızda güzel şeyler oluyor, seviyeli siyasetin nasıl yapılacağını dosta düşmana kanıtlayan Zeynel Başkan gibi siyasetçiler sayesinde, siyaset saygınlık kazanıyor” demiştim önceki yazımda. 

Siyasette tevazu sahibi olmak, herkese nazik davranmak ve mütevazılık her babayiğidin harcı değil. Koltuğu oturup ne oldum delisi olanları çok gördü bu memleket. Ama Allah için Zeynel Başkan öyle bir insan değil. Duygusal ve son derece naif bir insan. 

Gece gündüz sahadan ayrılmayan, kentin yıllardır biriken ve kangrene dönüşmüş sorunlarına neşter vuran. Hiç kimsenin aklından bile geçirmediğini uygulamaya koyan insan ne yapmış da iftiralara mağruz kalıyor. Üstelik bu iftira şahsının yanında ailesine de sıçrıyor. Aileyi neden karıştırırlar anlamış değilim. El insaf, el vicdan….. 

Sonunda Zeynel başkanı da çileden çıkardılar. Haksız suçlamalarla öylesine üzerine geldi ki buna kayıtsız kalıp,sessiz olmak yerine düzenlediği basın toplantısında göğsünü gere gere “Milletin malını size neden vereyim? Benim size sağlayacağım en ufak bir rant, ihtiyaç sahibinin evine gidememem, yardım edememem demektir. Varsa elinizde en ufak bir delil açıklayın” dedi ve ekledi “İftira atanlar yargıda hesap verecek”….

Rant yerine halktan taraf olduğunu bu sözleriyle kanıtlayan Zeynel Başkan, kime ne yapmış diye soracak olursanız. Kısaca özetleyeyim; kentin kangren sorunu olan Açıksu Caddesi’nde hepimizin bildiği gibi yol genişletme çalışması yapıldı. Bu kapsamda bir şahsın yeri istimlak edilmiş. Mülk sahibine hakkı verilerek kahvesi kamulaştırılmış. Ama hakkı verilmesine rağmen bu şahıs iki kişinin de belediyede işe alınması talebinde bulunmuş. 
Zeynel Başkan da “Belediye ancak ihtiyaç dâhilinde işçi alır” deyince kıyamet kopmuş. Başlamış iftiralar, karalamalar, aile bireylerine kadar dil uzatmalar. 

Bu memleketi sevin herkes, siyasetteki seviyenin korunması ve memleketin hizmet görmesi için “Halkın malını rantçılara yedirmem” diyen Zeynel Başkanın yanında olmalı..

Bence Zeynel Başkan, hiçbir tehdide, şantaja, iftiraya boyun eğmez. Ne demiş atalarımız “Doğru ağaç eğilmez”… Dik durmaya devam et Başkan, Şanlıurfa kamuoyu senin yanında.

Bir sözüm de hiçbir belge olmadan iddiaları, iftiraları yayınlayan meslektaşlarıma. Suçlanan birisi var ve o kişinin görüşünü almadan iddiaları kaleme alıyorsanız bunun adı gazetecilik değil. Genelde bu tür insanlar önce yazarlar sonra da “Açıklama yapın sizin açıklamanızı da verelim” derler... Oysa doğrusu şudur; suçlayanın iddiaları ile suçlananın sözleri aynı haberde yer almalı. Gazeteciliğin etik kuralları bunu gerektirmez mi? 

Sözün özü şu ki; asil insan idare eder, aciz insan şikayet eder, basit insanlar ise iftira eder, dürüst insanlar ise asla ama asla boyun eğmez….. bu böyle biline….

Kalın sağlıcakla
İsmail ÇÖLKESEN