Bir Tas Çorba Deyip Geçmeyin!

Gazeteci İsmail Çölkesen yazdı...Bir tas çorba deyip geçmeyin!

KÖŞE YAZISI 9.01.2021 13:28:00 0
Bir Tas Çorba Deyip Geçmeyin!

Bir tas çorba deyip geçmeyin!

Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki sanki kıyamet günü yaklaşmış. 
İnsanlardaki hırs; merhameti, şefkati, vefayı, daha da önemlisi insan olduklarını unutturmuş.
Tok insan, aç insanın halinden anlamaz olmuş.
Virüs bize Allah’ın ne kadar büyük olduğunu, insanların ne kadar aciz olduğunu, dünyanın ne kadar fani olduğunu ve ölümün ne kadar yakın olduğunu öğretememiş. 
Tabi bu sözlerim genelleme. 
Hani derler ya “istisnalar kaideyi bozmaz”….
O istisnalardan birisi de Şanlıurfa’mızda şükürler olsun.
Şimdi diyeceksiniz ki; Kim  bu? Ne yapmış? 
Benim nam’ı diğer “Urfa Yiğidi” dediğim, Haliliye Belediye Başkanı Mehmet Canpolat’tan söz ediyorum. 
Haliliye Belediyesi, hafta içi her sabah saat 06.00 ile 08.00 arasında 4 farklı noktada bulunan dumanı üstünde tüten lezzetli “Gönül Çorbasını” zengin-fakir, işli – işsiz ayrımı yapmaksızın, sorgusuz sualsiz herkese ücretsiz ikram ediyor.
Şimdi “ne var ki bir tas çorbada?” diyenleriniz olabilir.
Ama “Bir tas çorba deyip” geçmeyin. 
Bir tas sıcak çorbaya hasret öyle yoksullar var ki bu memlekette. 
Ama bunu hayatı boyunca bir tas çorbaya muhtaç olmamış, burnunda mis gibi çorba kokusu tüterken yutkunmamış  insanlar anlamaz. 
Bunu ancak, açlığı, yokluğu, parasızlığı ve çaresizliği yaşayanlar bilir.
Evine bir ekmek götürecek parası olmadığı için çocuklarının yüzüne bile bakamayanlar bilir. 
Çocuğu açlıktan uyuyamadığı için yüreği köz gibi yananlar bilir. 
Bu yüzdendir ki; Haliliye Belediyesi’nin bir tas çorbasını asla kimse küçümsemeye kalkışmasın. 
Haliliye Belediyesi bununla da yetinmiyor elbette. 
Aşevinde pişen çeşit çeşit yemekler,  görevliler tarafından muhtaç olanların evlerinin kapısına kadar yılın 365 gününde götürülüyor. 
O bir tas çorbada, bir sıcak kap yemekte çok anlamlar yüklü.
Belediyenin sosyal medya hesabından "Gönül Çorbası"na çağrıya ilişkin bir paylaşımı görünce, o bir tas çorba bana Hz. Ömer’in (R.A), “Mekke’de bir fakir varsa bunu Hz Ömer bilmezse sorumlusu Hz. Ömer’dir” sözünü hatırlattı. 
Hz. Ömer'in yardımcılarından İbni Abbas'ın bizzat anlattıklarına göre, Hazreti Ömer, halife olduktan sonra Medine sokaklarında dolaşmaya başlamış. Uzak bir mahallede geç bir saatte içinde ışık yanan bir çadır görmüş. Yanındakilere "Dün bu çadır burada yoktu. Yeni gelmiş olmalılar" diyerek o saatte ayakta olduklarına göre içeridekilerin yardıma ihtiyaçları olduğuna karar verip, hal hatır sormak için uğramış.
Bir de bakmış ki üç çocuk feryat figan ağlıyor. Ateşin başındaki yaşlı bir kadın ise içine taş doldurduğu kazanı karıştırıp duruyor... Hz. Ömer merak edip ne yaptığını sormuş.

Yaşlı kadın, Hz. Ömer olduğunu bilmediği bu kişiye,  kederle cevap vermiş:

"Çocuklar aç... Onları yemek yapıyormuş gibi avutuyorum. Uykuları gelince bitkin düşüp ağlamayı kesecek ve uykuya dalacaklar diye umut ediyorum."

Hz. Ömer sormuş: "Peki neden gidip Halife Ömer'e bu durumu bildirmedin? Belki yardımda bulunurdu. Nereden haberi olsun adamın bundan?" Kadın yanıt vermiş: "Eğer Halife Ömer, şehrinde üç yetimin ağladığından habersiz ise o makamda niye oturup durur ki?"

Hz. Ömer bu cevap karşısında irkilerek doğruca erzak deposuna gitti. Doldurdukları yiyecek çuvalını sahabe taşımak istedi. Ancak Hz. Ömer (r.a); "Kıyamet gününde benim yüküme ortak olacak değilsin. Onun için bırak da yükümü kendim taşıyayım" diyerek buna izin vermedi.
Çuvalı omzuna aldı ve kadinin bulundugu yere götürdü. 
Orada bizzat yemegi Hz. Ömer (r.a) hazırlayıp, pişirri ve çocukları doyurdu.
Hz. Ömer oradan ayrılırken kadın; "Siz bu işe Ömer'den daha layıksınız" dedi.
 Hz. Ömer; "Ömer'e dua et. Bir gün onu ziyarete gidersen beni orada bulursun" dedi.
Bu onun insanlara yardim etmede ve mağduriyetlerini gidermede gösterdigi hassasiyetin örneklerinden sadece bir tanesidir.çünkü Hz Ömer "Fırat kıyısında bir deve helak olsa, Allah bunu Ömer'den sorar diye korkarım" buyururdu.
 
Geçtiğimiz günlerde kentimizdeki yerel televizyonların ortak yayınına konuk olan Haliliye Belediye Başkanı Mehmet Canpolat, sosyal belediyecilikle ilgili yaptıklarını anlatırken söylediği bir sözü de bana bu hikâyeyi hatırlattı.
Canpolat şöyle dedi;
 “Haliliye ilçemizde yaşayıp da ‘ben açım, belediye bana sahip çıkmıyor’ diyen bir kişi çıkamaz. Çünkü, ben ekiplerime talimat verdim. Dedim ki; Kaymakamlık ve muhtarlıklarımızla koordineli çalışacaksınız. Talep edilen yardım başvuruları cevapsız kalmayacak. Bilmediği için ya da isteyemediği için başvuruda bulunmayanları da siz arayıp bulacaksınız.”
Rabbim ihtiyaç sahiplerinin yanında olan merhamet sahibi Ömer’leri başımızdan eksik etmesin.
 
Kalın Sağlıcakla
İsmail ÇÖLKESEN