Siyaset “İS” değil “İZ” bırakmak için yapılan bir yolculuk olmalıdır.
İz bırakmak da her babayiğidin harcı değildir.
Daha doğrusu “Adam Gibi Siyaset” yapmak desek daha doğru olacak.
Siyasete ve siyasetçilere güvenin kalmadığı günümüzde, iz bırakan siyasetçi sayısı bir elin parmak sayısını geçmiyor.
Önemli olan nedir biliyor musunuz?
O değerlerin değerini bilmek.
Küstürmeden, incitmeden, hevesini kırmadan…..
Ama ne yazık ki kötüler olmadan da iyilerin kıymeti bilinmiyor maalesef.
Gelelim şimdi sadete….
Birecik hepimizin bildiği gibi Fırat Nehri’nin kıyısında muhteşem bir ilçe.
Bu ilçenin taşında, toprağında Faruk Pınarbaşı nın ayak izlerinin olduğunu kimse inkar edemez.
Vizyoner kimliği ile Fırat’a inci bir gerdanlık kazandırdı. Ancak, o son yerel seçimlerde belediye başkanlığına aday olmadı.
Olmadı ama AK Parti’nin belediye başkanlığını yeniden kazanmasının ilçedeki baş aktörü olduğunu kimse inkar edemez.
Neden aday olmadı bunu sorgulamak bizim haddimiz değil ama bence sahaya inme vakti geldi de geçiyor bile.
Kasım’da baskın bir seçim söylentilerinin yoğunlaştığı şu günlerde Birecik halkının gözleri Faruk Pınarbaşı’nı arıyor.
O bir hukuk adamı, adalet adamı, daha doğrusu adam gibi adam ve de adam gibi siyasetçi.
Parayla, pulla işi yok. İki evladı var Allah bağışlasın, onlar da kendi işinin gücünün başında.
Faruk Pınarbaşı’nın koltuğa da ihtiyacı yok.
Petrol istasyonlarında, turistik tesislerinin her birinde bir makam odası, baba gibi koltukları var.
Etiket mi?
Yok ona da ihtiyacı olmaz.
Birecik Belediye başkanlığı koltuğu Faruk Pınarbaşı’na etiket olmaz, tam tersi onun adı ilçeye etiket olur. Kimlik kazandırır, nam kazandırır, saygınlık kazandırır.
O az konuşur, çok şey söyler.
Başkaları gibi çok konuşup, hiçbir şey söylemeyen siyasetçilerden değildir.
Eskilerin tabiriyle gölgesi ağır bir insandır.
O ağır duruşunun altında öyle bir yufka yüreği vardır ki; onu ancak tanıyanlar görebilir.
Eski bir ülkücüdür ve dava adamıdır
Memleketin dört bir yanında kitlesi ve sevenleri vardır.
Onun teröre kafa tutup, mücadele ettiği günleri kime sorsanız anlatır.
Gözü karadır, Allah'tan başkasından korkmaz.
Kaç defa suikast düzenlendi yine de davasından ve şehrinden vaz geçmedi.
Yatırımını hep memleketine yaptı.
Onun büyük mutluluğu da torunları.
Kim istemez bir tatil yöresinde torunlarını kucağına alıp hayatın tadını çıkarmayı. Ama o hiçbir zaman hayattan tat çıkarma değil, doğup büyüdüğü memleketine hizmet etmeyi tercih etti.
Belediye başkanlığı döneminde gecesini gündüzüne kattı. İlçeye kimlik kazandırdı.
Sağlam kaynaklardan edindiğim bilgiye göre, birçok siyasi partiden teklif alan Faruk Pınarbaşı siyaseti hiçbir zaman amaç olarak görmedi.
O siyaseti her zaman halka hizmet için araç olarak gördü.
O yüzden diyorum ki; partisinin adı ne olursa olsun aktif siyasette böyle adam gibi adamlara ihtiyaç eskisinden daha da çok var.
Haydi baba adam, haydi Reis kalbimiz, gönlümüz seninle.
Senin ilkeli siyasetini çok özledi Birecik halkı.
Haydi ne duruyorsun sahaya inme vakti gelmedi mi?
Kalın sağlıcakla
İsmail Çölkesen